BİLGİ FORMU
Fit&Fit ayrıcalıkları ve Türkiye´de sağlık hizmetleri hakkında bilgi almak için formu doldurun, biz sizi arayalım.
Obezite cerrahisi birçok problemle neden olabilen, yaşam kalitesini düşüren ve yeme alışkanlıklarını doğrudan etkileyen bir hastalıktır. Metabolik cerrahide öne çıkan diyabet hastalığı tedavisi yöntemleri de obezite hastalığıyla birlikte değerlendirilerek uygulanır. Fazla kilo alımıyla daha da şiddetlenen şeker hastalığı ve obezite için uygulanan bir yöntem de biliopankreatik diversiyon ameliyatıdır. Ameliyat sonrasında midenin yapısındaki fiziksel değişimler ve bağırsakların yeniden konumlandırılması ile şeker direncinin kırılması ve %80 oranında kilo veriminin gerçekleşmesi sağlanır. Etkili bir ameliyat olması nedeniyle doktorlar bu operasyona olumlu bakmaktadır. Ameliyatın öncesi ve sonrası süreçleri, operasyonun başarılı geçmesinde doğrudan etkili olur.
Biliopankreatik diversiyon ameliyatı hakkında detaylı bilgiye aşağıdaki başlıklarla değinilecektir:
- Biliopankreatik diversiyon nedir?
- Biliopankreatik diversiyon ameliyatı hangi durumlarda ve kimler için uygundur?
- Biliopankreatik diversiyon ameliyatı nasıl uygulanır?
- Biliopankreatik diversiyon ameliyatı avantajları nedir?
- Biliopankreatik diversiyon ameliyatı riskleri nedir?
- Ameliyat sonrası süreç nasıl olmalıdır?
Biliopankreatik Diversiyon Nedir?
Biliopankreatik diversiyon; mide, kalın bağırsak ve ince bağırsak üzerinde işlemler yapılarak gerçekleştirilen bir cerrahi ameliyattır. Bu ameliyat gastrik bypass ile benzerlik gösterse de temel olarak bağırsaktaki emilimin daha az olmasıyla farklılık gösterir. 1976 yılında İtalya'da Scopinaro tarafından keşfedilen teknik, obezite hastalarının kilo kaybında ve malabsorsiyon açısından oldukça etkilidir. Farklı disiplinlerden doktorlar da bu ameliyat sürecinde yer alır. Ekstrem bir yöntem olduğu için ameliyat öncesi ve sonrasında tetkikler yapılarak hasta takip edilir.
Biliopankreatik diversiyon ameliyatı hangi durumlarda ve kimler için uygundur?
Biliopankreatik diversiyon ameliyatı, özellikle ileri düzeydeki obezitelerde kullanılan bir tekniktir. Hastaların morbid ve malign obezite seyrinde olması, yeme alışkanlıklarını düzenleyememesi, daha önce farklı yöntemler denemiş olması ve ameliyata uygun olması gerekir.
Biliopankreatik Diversiyon Ameliyatı Nasıl Uygulanır?
Biliopankreatik diversiyon ameliyatının uygulama aşamaları şu şekilde gerçekleşmektedir:
- Sindirim sistemi içinde yer alan mide obezitede önemli bir rol oynamaktadır. Midedeki alt kısım çıkarılır ve ardından oniki parmak bağırsağının yemek girişi kapatılır.
- Ardından ince bağırsağın kalın bağırsakla birleştiği yerden ince bağırsak kesilir. Kesilen bu alt uç mideye bağlanır.
- Diğer üst üç da kalın bağırsaktaki daha önce işaretlenmiş noktaya bağlanır.
- Bu aşamalardan sonra ince bağırsağın büyük bir bölümü devre dışı bırakılmış, mideden onikiparmak bağırsağına geçiş yapılan normal sistem yerine yeni sistem getirilmiş olur.
- İnce bağırsağın diğer ucu enzimlerin salgılandığı noktada birleştirilir.
- Ardından ameliyat sonlandırılır. Hastalar genellikle 4-5 gün yatış yapar ve sonrasında taburcu edilir.
Biliopankreatik Diversiyon Ameliyatı Avantajları Nedir?
Diyabet hastalığı tedavisinde sıklıkla kullanılan bu yöntem, aynı zamanda hastaların kilo verme süreçlerinde de etkili olmaktadır. Özellikle ameliyat sonrası hastalar kilolarının %85'ini düzenli beslenme ile verebilir. Buna ek olarak şeker direncinin kırılması sağlanırken şeker direnci karşıtı hormonların besin emilimi sürecine girmemesi de büyük oranda etki yaratır. Diyabet tedavisinde kullanılan metabolik cerrahi yöntemidir.
Biliopankreatik Diversiyon Ameliyatı Riskleri Nedir?
Her cerrahi operasyonda olduğu gibi biliopankreatik diversiyon ameliyatı için de bazı riskler vardır. Başta anesteziye bağlı gelişebilen riskler olabilir. Bunun yanı sıra ameliyat esnasında ilaç, sigara ve alkol kullanımına bağlı etkiler ortaya çıkabilir. Genellikle genel sağlık durumu ilaç ve madde kullanımı etkisinde olmayan hastalarda daha az risk vardır.
Ameliyat sonrası görülebilen yan etkiler arasında; ishal, sürekli gaz çıkarma ihtiyacı, kusma ve yemek yemede sorunlar yaşanabilir. Daha ileri evrelerde emilimin az olmasının etkisiyle hastalarda demir, mineral ve kalsiyum eksiklikleri görülebilir. Bunun için hastanın ömür boyu takibi önemlidir. Bu gibi eksiklikler görüldüğünde takviyelerle hasta güçlendirilir.
Ameliyat sonrası süreç nasıl olmalıdır?
Ameliyat sonrasında riskleri en aza indirmek ve ameliyatı başarılı kılmak için diyete ve egzersizlere uymak gerekir. Bu noktada hastalar uyumlu oldukları zaman iki yıl içinde aşırı kilolarının üçte ikisini kaybedebilir. Kan şekerinin kontrolünde oldukça etkili olan bu ameliyat sonrasında hastaların sık sık ve az öğünlerle beslenmesi tavsiye edilir.
Hastaların beslendikleri yiyeceklerde de normalde alıştıkları biçimden farklılığa gitmeleri önemlidir. Bu noktada özellikle aşırı yağlı yiyeceklerden kaçınılması, alkol ve şekerden uzak durulması ve fazla miktarda besin tüketiminin gerçekleştirilmemesi oldukça önemlidir. Fast food gibi dondurulmuş yağ içeren gıdalardan uzak durularak daha sağlıklı yiyecekler tercih edilmelidir.